Dört çeşit dua vardır.
  1. İstidat ve kabiliyet diliyle dua: Bitkilerin ve hayvanların duaları böyledir. Mesela bir tohum, Allah’tan gelişip bir ağaç olmayı, meyve vermeyi, her safhasında Allah’ın isimlerine mazhar olmayı arzu eder. Allah da onun bu isteğini bilir ve imkan verir.
  2. Fıtrî ihtiyaç diliyle dua. Her canlı bu şekilde dua eder. Kendi iktidarları dairesinde olmayan, ellerinin yetişemediği ihtiyaçlarını bu duayla isterler.
  3. Iztırar diliyle yapılan dua. Yani sebeplerin büsbütün kesildiği, ümidin bittiği yerde, adeta okyanusun ortasında bir tahtaya yapışıp kalan insanın yaptığı gibi yapılan dua Bu üç duanın kabul edilmesi bir mani olmazsa katîdir. Bu durum bize bir şey anlatır. Yani biz de kabiliyetlerimizi işleterek, ihtiyaçlarımızı hal diliyle ortaya koyarak ve ıztırar sahibi olarak, ayetin ifadesiyle yalvara yakara, içten dua edersek büyük ihtimalle kabul olur
  4. Biz insanların duasıdır. Bu da ikiye ayrılır.
    • Fiilî, yani çalışarak yapılan dua. Bir öğrencinin imtihan için, bir işçinin rızkını kazanmak için çalışması gibi.
    • Kavli, yani dil ile yapılan dua. Çalışan öğrenci ve işçinin çalıştıktan sonra ellerini açıp yaptığı dua gibi.
    Buradan da anlaşılıyor ki, kainatta her şey kendi diliyle Allah’a dua ediyor. Kainattan Allah’a toptan dualar yükseliyor. Zaten şu ayette de buna işaret buyuruluyor: “ Her şey Allah’ı övgü ile tesbih eder. Ancak siz onların tesbihlerini anlayamazsınız.”(İsra, 44) Yapılan tesbihler aynı zamanda birer duadır.